Bir kız ile bir gelinin ahdı var Gelin der ki geydiğimiz al olur Ala göze sürme çekince Gören aşık divan olur lal olur
Kız der ki ben sözümü tuttururum Bağ u bahçeme timar ettiririm Ergenlere mal menal sattırırım Beni gören başka başka hal olur
Gelin der ki benim yüce başım var Yüce baş altında hilal kaşım var Ey kız senin bir gecelik işin var İkincisi kervan aşar yol olur
Kız da der ki sarı yıldız doğma mı Doğup doğup orta yere gelme mi Bir gecem de bin gecene değme mi Bozulmuş bahçede nasıl gül olur
Karacaoğlan der ki dağlar meşesi İki güzel birbirine düşesi Biri güldür biri gül menevşesi Karacaoğlan ikinize kul olur
***
Ahmet Şükrü Esen "Anadolu Türküleri" adlı kitabında türkünün çeşitlemesini şu şekilde aktarıyor, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Emel Matbaacılık, 1986 - Ankara, s.140-141
Bir kız ile bir gelinin bahsi var İkisi de bir kayanın üstüne Kız ile gelini bir mi tutarlar Kızın ak göğsünde altın tabak bal olur
Gelin der ki ululardan uluyum Ahbapların yaranıyım puluyum Yedi yıldır oğul vermez arıyım Dolu peteklerde balım var benim
Gelin der ki yüce yüce başım var Yaranım var yoldaşım var eşim var Kız senin de bir gececik işin var İkincisi kervan aşar yol olur
Kız da der ki şu gedikten bir ay doğmaz mı Bir gecem de bin geceye değmez mi Gözü kanlı koçyiğidi sarınca (Bu kısımdaki kelimeler okunmuyor)
Gelin der ki ben yaylaya göçerim Yara karşı ak göğsümü açarım Bir gün olur ben o yardan geçerim Namusundan patla çatla öl gelin
Gelin der ki sarılardan sarıyım Ak gümüşten sar'altından arıyım Güzel der ki ben de yiğit yarıyım Alavından çatla patla öl gelin |
|
|