Kafa bitli sırt hep açık Saç kirini kil götürür Dam delinmiş ahır uçuk Bu nasıl bir hal götürür
Efendiler köyden gelir Üçbeş gün yaylada kalır Biraz bulgur yağdan alır Bazısı da bal götürür
Dünya döner amma gitmez Çekilen çileler bitmez Satsan onbeş para etmez Buğdayı da el götürür
Kaldık yalnız yalın ayak Hava soğuk ateş kayak Kötülüğe boyun eğek Yazılanı kul götürür
Kızılırmak buzlu gene Cana kıyıyor her sene Biri ağlar yana yana Birini de sel götürür
Düğün tezgah at koşulur Aşılmaz dağlar aşılır Yüksekten engin düşülür Fakir olan dul götürür
Ceylani'yim nedir çilem Gözüm yaşı olda silem Sen de gitme ben de kalam Ömürü de yel götürür |
|
|