Eğil dağlar eğil üstünden aşam Yeni talim çıkmış varam alışam Ölmeden yarime bir dahi kavuşam
Aldılar yari elimden uyan uyansın Buna taştan yürek ister nasıl dayansın
Tüfengim kayada asılı kaldı Esvabım sandıkta basılı kaldı Nişanlım orada mahzun mu kaldı
Aldılar yari elimden uyan uyansın Buna taştan yürek ister nasıl dayansın
Gümüş cezvelerim kaynar ocakta Yunan çöllerinde kaldım sıcakta Altı aylık yavrum kaldı kucakta
Aldılar yari elimden uyan uyansın Buna taştan yürek ister nasıl dayansın
***
Ahmet Şükrü Esen "Anadolu Türküleri" adlı kitabında türkünün çeşitlemesini şu şekilde aktarıyor, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Emel Matbaacılık, 1986 - Ankara, s.101
Eğil dağlar eğil üstünden aşam Yeni talim çıkmış varam alışam Ölmeden bir daha yara kavuşam
Aldılar yarimi elimden bir yana Buna çatal yürek ister dayana
Karşıda yananı fener mi sandın Sen beni kavlinden döner mi sandın Yardan ayrılmayı hüner mi sandın
Aldılar yarimi elimden bir yana Buna çatal yürek ister dayana
Yüce dağ başında bir kuzu meledi Sırma bıyıklarım al kanlara belendi Nerde kaldın kömür gözlüm gelindi
Aldılar yarimi elimden bir yana Buna çatal yürek ister dayana |
|
|