Kazanı kaynamaz eleği dönmez Dumanı bacadan çıkmaz fakirin Kapısı açılmaz bir kimse gelmez Komşusu yüzüne bakmaz fakirin
Nasip olmaz gide düğüne toya On bir nüfusu var düşmüş hay huya Aylar geçer hasret şekere çaya Kurumuş pınarı akmaz fakirin
Feleğin fakire bilmem kastı ne Başın koyar kuru hasır üstüne Dolu düşer harmanının üstüne Karısı erkenden kalkmaz fakirin
Kurban günü bir et değer diline Acımazlar neden ise haline Çocukları elvan değer diline Düğünde bayramda yakmaz fakirin
Çırağı geliyor bilmem ne yandan Kirpiği karışmış yaş ile kandan Her gün kuru ekmek acı soğandan Yiyor çocukları bilmez fakirin |
|
|