Bir dinleyen yoktur derdimi desem Asla bir meslekte elim kalmadı Çok başvurdum sağa sola fayda yok Döktü yaprak gazel gülüm kalmadı
Daim arz ederim ticaret karı Asla sevmez oldu evdeki karı Arayan bulurdu serveti varı Soramam kimseye dilim kalmadı
Üç beş kuruş bulunurdu arasan Şapkam kopmuş saçlarımı tarasan Çıra yakıp meteliği arasan Gitti kazanç servet pulum kalmadı
Gitmez hayalimden aşk-ı ateşim Silsem de tükenmez gözümden yaşım Ezelden yoksulluk boşlamaz peşim Savruldu dumanım külüm kalmadı
Geçti bir devranım tıfıl çağlarda Bülbül sesi dinler idim bağlarda Vardı sürüm çobanlarım dağlarda Şimdi seyretmeye malım kalmadı
Yorulmadan yüce dağlar aşardım Bulanmadan kaynayıp da coşardım Rençperliğe beş on boyun koşardım Büküldü kametim belim kalmadı
Halılar yerinde yoktur hasırım Düşündüm taşındım bilmem kusurum Sular akmaz kol vermiyor mısırım Düşsem tutunacak dalım kalmadı
Şimdi ticaretim yolcu bacından Dizlerimde can yok öldüm acımdan Kar edemem kuvvetimden gücümden Gitti kuvvet derman halim kalmadı
Gönül müpteladır daim güzele Yaprağım yok bağlar hasret gazele Akla gelir bir Murgul'u tazele Başka da gidecek yolum kalmadı
Sabreyle Noksani dert ile zora Yokuşta yorulan bir düze vara Bir gün devredersin kara toprağa Görsem sağ tarafı solum kalmadı |
|
|