Urfa'da ki aşiretlerden develeriyle meşhur çok zengin bir aşiret reisinin çok güzel bir kızı varmış. Günün birinde sahipsiz garip bir genç reisin çadırına misafir olur. Reisin kahvecisinin yanında yer-içer, yatıp kalkarmış. Bu aşiretler yazın yaylaya çıkarlar, kışın da köyde otururlarmış. Reisin çadırı çok büyük olduğu için giren çıkan belirsizmiş. Aşiret reislerinin çadırı harem ve oda olmak üzere iki kısımdır. O garip oğlan da oda kısmında kalır.
Bir gece akşam yemeğinden sonra reisin gözü bu gence ilişir. Hemen kahveciyi çağırtır, bu gencin kim olduğunu sorar. Kahveci de kimsesiz garip bir kimse olduğunu, 2-3 aydan beri yanında barındırdığını söyler. Reis oğlanı çağırtır "kimsin, kimin nesisin" diye sorar. Gençte kahvecinin dediği gibi kimsesiz garip biri olduğunu söyler. Reis oğlanın konuşmasını ve terbiyesini çok beğenir. Ara sıra harem tarafına bir iş için gönderir. Bir seferinde oğlan haremde reisin kızıyla karşılaşır ve kıza aşık olur. Fakat bu aşkını içinde gizler. Yayla zamanı geldiğinde reis ve aşiretinden sürü sahibi olanlar da yaylaya çıkar. Reis gençten emin olduğu için köyde bırakır. Haftaya veya onbeşgüne yetecek yiyeceklerini de bırakır. Bazı zaman yiyecek bırakmayı unutur genç ise kızı sevdiğinden tahammül eder . Genç aç kaldığı bir günün gecesi hem kızın aşkı, hem de açlığın tesiri ile bu türküyü dile getirir.
Aşiret reisi her hangi bir iş için köye gelmiştir. Oğlanın kendine olan sadakatini anlamak için başka bir eve misafir olmuştur. Misafir olduğu bu ev sahibinden gencin durumunu ve davranışlarını sorar. Ev sahibi de gencin dürüstlüğünden bahseder. Reis gizli olarak evine gelir. O sırada garip genç bu türküyü mırıldanmaktadır. Bu türküyü reis duyar ve seslenerek geldiğini haber verir. Bu türküyü neden söylediğini ve gerçekten kimin nesi olduğunu ısrarla sorar. Gençte tanınmış bir aşiret reisinin oğlu olduğunu ve bir olaydan canı sıkıp, aşiretini terkedip, buralara gelip kendisine sığındığını, haremde kızını görüp aşık olduğunu, bu türküyü de onun için söylediğini açıklar. Reis oğlanın babasını iyi tanıdığını ve samimi bir dostu olduğunu anlar. Oğlana bildirmeden oğlanın babasına bir mektup yazar. Oğlunun kendisinin yanında olduğunu, kızını da oğluna vereceğini müjdeler. Oğlanın babası da bir kafile ve çeşitli hediyelerle gelir, reisin kızıyla oğlunun düğününü yapar, gelinini alır gider.
Kaynak: Öyküleriyle Şanlıurfa Türküleri - Necati Aydınlı |