Birinci Dünya Savaşı yıllarında işgal devletlerinden yurdumuzu kurtarmak için, genç, ihtiyar, kadın, erkek bir bütün olarak yurt çapında mücadele verilmektedir.
Bu sıralarda Afyonkarahisar'ın bir köyünden, savaşa katılmak üzere Mehmet adında bir genç cepheye gönderilir.
Batman ili yöresinde bulunan Sason Dağları'nda arkadaşlarıyla birlikte savaşırken, düşman kuvvetleri tarafından çembere alınırlar. Günlerce tüm güçleriyle savunmalarını sürdürürler.
Bir taraftan düşman askerlerinin çemberini kırma mücadelesi verirken, diğer taraftan da gurbet acısıyla içi yanan ve özlemini çektiği annesini ve sevdiğini düşünen Mehmet, bir ağıt yakar.
İçli ve hisli çığırdığı bu türküyü duyan yanındaki arkadaşları da ezginin etkisinde kalırlar. Orada bulunanlar ani bir kararla düşman çemberini kırmak için taarruza geçerler. Bir ölüm kalım savaşı sonunda etrafı saran düşman askerlerini bozguna uğratır ve çemberi kırarlar. Bu amansız mücadelede Mehmet, düşman kurşunuyla yaralanmıştır.
Yanındaki arkadaşları Mehmet'i, sağlık müdahalesi için götürürler; ancak Mehmet aldığı kurşun yaralarının etkisiyle, bir haftalık direnişten sonra ecele teslim olur.
Cephede yaktığı ağıtın sözlerini cebinde bulurlar ve ağıt Afyonkarahisar'daki köyüne kadar arkadaşlarınca ulaştırılır.
Kaynak: Nazım Bursalıoğlu - Afyonkarahisar Yöresi Türküleri, 2. Baskı, Antakya - 1993 |