Yolum düştü Sivrialan köyüne Ziyaret etmiştim Veysel Baba’yı Selam verip eğilmiştim eline Yüzünden öpmüştüm Veysel Baba’yı
Bir gece evinde misafir etti Saz çalıp söyletti nabzımı tuttu Bana Yüzbaş’oğlu mahlasın taktı Ben üstat seçmiştim Veysel Baba’yı
Yolcu etti beni Hüyük’e geldim Aziyet’i bostan sularken buldum Popoç soğan yedim tıstımbıl oldum Sigaramda tüttüm Veysel Baba’yı
Al’İzzet ekinden gelmiş yorulmuş Ağçulun üstüne yatmış serilmiş Pilav yemiş ayran içmiş gerilmiş Gölgesinde yattım Veysel Baba’yı
Devranî duymuş ki oraya geldi Sarıldı boynuma gözleri doldu Masa kurduk turşu mezemiz oldu Her kadehte yuttum Veysel Baba’yı
Yedik içtik akşam nefsimiz doydu Geç vakit olmuştu ışığmız aydı Al’İzzet adımı Mihmanî koydu Günle doğup battım Veysel Baba’yı
Emlek yöresinde ozanlar çoktur Agahi Kemter’i Veli’si köktür Hüseyin Gürsoy’un emsali yoktur O kervana kattım Veysel Baba’yı
Adım Yüzbaş’oğlu, Mihmani kaldı Ortaköylü Aziz şahidim oldu Mekânım Saraç’tır bir haber geldi Adım adım gittim Veysel Baba’yı
Yüzbaşoğlu der ki yollara düştüm Aziz Üstün’ün de köyünden geçtim Kaplan’dan Topaç’tan Sarac’a aştım Herkese anlattım Veysel Baba’yı |
|
|