Yarim benden küsmüş binmiş bir ata Gider gelmez yollar tutmuş gidiyor Gelin çeyizini koymuş mezata Değere değmeze satmış gidiyor
Bu nasıl sefine kalkmış çok erken Devrilmiş direkler yıkılmış yelken Yün döşek tüy yastık beğenmeziken Bir kuru tahtaya yatmış gidiyor
Ciğerimin başı olmuş bin pare Eflatun da gelse bulamaz çare Kefenin altından sanarsın yare Solgun gözleriyle bakmış gidiyor
Gider bir cenaze koymuş adını Kimse duymaz feryadını dadını İki ayağını kol kanadını Ölüm zincirine takmış gidiyor
Zavallı görmemiş bir zevk dünyada Lanet olsun böyle bahta murada Zehirden zıkkımdan doldurmuş bade Ayrılık aşkına çekmiş gidiyor
Dalından ağlatır gelin kızları Hayal olmuş şeker gibi sözleri O hilal kaşları mahmur gözleri Durulmuş bir yana akmış gidiyor
Yeni girmişken onsekiz yaşına Bunu yazın mezarının taşına Der Zülali kavim kardeş başına Hicranlı ateşi yakmış gidiyor |
|
|