Gün yirmi dört saat ay otuz gündür Üç yüz altmış beş gün çileni doldur Mamur semerini sırtımdan indir Ayıbın takvime sığar mı yıllar
Gözümü açtım ki babam fukara Seksen yıl bitmemiş açtığın yara Kim medet eyleye yaramı sara Ayıbın takvime sığar mı yıllar
Hep arayıp durdum ekmek aş öğün Fakirin çilesi zengine düğün Bize telkinlerin hep şükür deyin Ayıbın takvime sığar mı yıllar
Dedemi kırkında kabire koydun Onun babasının gözünü oydun Mutlu musun şimdi gözlerin aydın Ayıbın takvime sığar mı yıllar
Günler acı meşakkatle yoğurdu Garip anam samanlıkta doğurdu Yokluk bizi gurbet ele savurdu Ayıbın takvime sığar mı yıllar
İlhami der işte avaller haller Birer parmak ağıza çaldığın ballar Affetmez ömrünü çaldığın kullar Ayıbın takvime sığar mı yıllar
Gökten sana altın yağa mı yıllar |
|
|